Endüstrileşme ve her geçen gün nüfus yoğunluğu artan ülkemizde önemli çevre sorunlarından biri haline gelen gürültü, en basit haliyle; çeşitli kaynaklardan çıkan seslerin insan vücudunu rahatsız edici boyutlara ulaşmasıdır. Her ne kadar etkileri diğer çevre sorunları kadar belirgin olarak fark edilmese de gürültünün insan vücudu üzerindeki etkileri klinik çalışmalar ile kanıtlanmış ve bu durum gürültünün bir çevre sorunu olmasını engellemek adına birtakım önlemler alınmasını gerekli kılmıştır.
Geçici işitme kaybından konsantrasyon bozukluğuna kadar birçok fizyolojik ve psikolojik etkiye sahip olan gürültünün çeşitleri;
olarak detaylandırılabilir.
Temel itibariyle yedi alt sınıfa ayrılarak değerlendirilebilen gürültünün sosyal yaşam üzerinde birçok etkisi vardır ve bu etkilerin minimize edilmesi adına atılan en önemli adım, “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” olmuştur.
Ulaşım araçlarından endüstriyel makinelere kadar birçok faktörün etkisi altında gelişen gürültünün insan vücudu üzerindeki fizyolojik ve psikolojik etkilerini kısaca sıralamak istersek;
etkilerine yer verebiliriz.
Görüldüğü üzere gürültü, günlük hayatımıza doğrudan etki edebilecek bir çevre sorunudur ve iş hayatındaki performansımızı etkilemesinin yanında fizyolojik problemleri de tetikleyebilir.
Gürültünün sosyal yaşam üzerinde artan etkisi yetkili kurumları bu etkiyi minimize etmek adına çeşitli önlemler almak zorunda bırakmış, ilk adımda endüstriyel yapıları kapsayarak başlayan çalışmalar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 31 Mayıs 2017’de yayınlanan “Binaların Gürültüye Karşı Korunması Hakkında Yönetmelik” ile genişlemiş ve mimari akustik proje ve rapor kavramları ile tanışmamıza zemin hazırlamıştır.
İlgili yönetmelikle birlikte 31 Mayıs 2019’dan itibaren ilk kez yapı ruhsatı alacak binalar için bir zorunluluk haline getirilen akustik proje; binanın mimari özelliklerini ve çevresel gürültü faktörlerini dikkate alarak hazırlanan, binanın akustik performansını ve bu performansta iyileştirme yapılması gereken olası noktaları tespit ederek aksiyon planı haline getiren bir belge olarak tanımlanabilir.
Akustik proje zorunluluğu ile birlikte mevzuatlarda belirtilen akustik performans değerine sahip olmayan yapılara ruhsat verilmemesi, dolayısıyla sosyal yaşam içerisinde gürültüden arındırılmış alanların sayısının artırılması ve gürültü yaratabilecek alanlardaki olası kirliliğin minimize edilmesi hedeflenmiştir.
Örneğin; tiyatro, konferans, konser ve dinlenme salonları gibi özel akustik tasarım gerektiren yapılara akustik proje zorunluluğu getirilmiş ve böylelikle insanların bir araya geldiği alanların birer gürültü kaynağı olmaması amaçlanmıştır.
Kapsam itibariyle akustik projeye kıyasla daha dar bir çalışma alanına sahip olan akustik rapor; bina akustik performans değerlerinin simülasyon aracılığıyla tespit edilmesi ve bu değerlerin hedef performanslar içerisindeki yerinin belirlenmesini ifade eder.
Binanızın akustik performansını merak ediyor ya da ses izolasyonu noktasında problemleri olduğunu düşünüyorsanız Uzman Akustik bünyesinde faaliyet gösteren sertifikalı ve profesyonel akustik uzmanlarımız ile hemen iletişime geçebilir, gürültünün yaşam alanlarınızdaki etkisini ortadan kaldıracak izolasyon süreciyle ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz..
Tavsiye Hizmet : Gürültü Ölçümü
Tavsiye İçerik : Beyaz Gürültü Nedir?
Kaynak